DENİZE DÖNÜŞÜN SİHRİ
“Komşularımızın sıcak vedaları, pruvamızdan gelen güneş ve rüzgarın eşliğinde Saint-Martin’den, bu adayı Anguilla’dan ayıran kanala doğru seyrederek ayrıldık.
İlk hafta cennette gibiydik: mayolarımız hala üzerimizde, ılık akşamlar, tekne hafif yatmakta ve dümdüz bir deniz. Her şey tam olması gerektiği gibiydi. Yeniden denizde olmaktan, gün batımını, metalik yansımaları, ay ışığında dalgaları görmekten çok mutluyduk.
CENNETTEN KABUSA…
7. günümüz benim 30. doğum günümdü ve her şey kabusa döndü: otopilotumuz bozuldu. Bu da kalan seyirde dümen nöbetlerinin her iki saatte bir geleceği anlamına geliyor…. Keyifsiz, oldukça bunaltıcı, hatta korkutucu bir durum. Otopilotsuz, her bir manevra daha zor ve diğer bize getirdiklerinden bahsetmiyorum bile.
Love Atlantik geçişi fiziksel bir mücadeleye dönüştü, bunu da iyi bir şekilde başarmamız gerekiyordu.
25 knot’tan aşağıya düşmeyen rüzgar gibi karşılaştığımız farklı hava koşulları sinirlerimizi sınadı. 12 günlük mücadeleden sonra artık bitmesinin zamanı gelmişti. Çok yorgunduk, uykusuzduk, tehlikeli manevralardan güçlükle kurtuluyorduk.
BAŞARDIK
Bu inanılmaz maceraya rağmen Love’ı bağladık, Azurlarda güvende ve sıcak bir ortamdayız. Her gün sinir krizlerimiz oluyordu ancak iki kişilik ekibimiz bunun üstesinden geldi. Tüm olanlardan sonra bunu başarmış olmaktan gurur duyuyoruz, hala birbirimizi seviyoruz